Bebeklerin prematüre olarak kabul edilebilmesi için otuz yedinci haftanın altında doğması gerekir. Prematüre bebekler doğdukları hafta olarak üç grupta toplanır. İleri derecede olarak adlandırılan prematüre bebekler yirmi dört ile otuz bir haftalık olarak doğarlar. Orta derecede denilen prematüre bebekler ise otuz iki haftalık ile otuz altı hafta arası doğan bebeklerdir. Sınırda kabul edilen prematüre bebekler de otuz yedi haftalık doğan bebekler olarak adlandırırlar.
Prematüre bebekler, çok az kilo ile doğdukları için özel bakıma ihtiyaçları vardır. Anne karnında geçirmeleri gereken süreyi dışarıda geçirmeleri bebekler için oldukça zorlu bir süreçtir ve süreyi yoğun bakım odalarında tamamlamak zorunda kalmalarıdır. Erken doğan bebeğin derisinin rengi kırmızıdır. Derisinin altındaki yağ dokusu erken doğduğundan gelişmediği için derisi buruşuktur, kulakları küçük ve yumuşak olduğu için kulaklarının üzerine yatırılmaması gerekir. Nefes alış verişi zayıf, ağlaması ise hem tiz hem de duyulamayacak kadar azdır ses olarak. Başı bedeninden büyük görülebilir, ne kadar erken doğduysa başı o kadar büyüktür genellikle ileri derecede prematüre olarak doğan bebekleri buna örnek verebiliriz ve vücut ağırlıkları genelde iki yüz elli gramın altındadır.
Prematüre bebeğin derisi çok incedir ve damarlarını görebilirsiniz, hassas deriye sahip olan bebeğinizin cilt bakımını da dikkatli yapmalısınız.
Erken Doğum Nedenleri
Erken doğumların birçoğunda şu yüzden erken doğum oldu denilebilecek neden yoktur, ne var ki bazen erken doğum riskini arttıran sebepler vardır. Bunlar enfeksiyonlara bağlı rahatsızlıklar, özellikle idrar yolu enfeksiyonudur, plesanta ile ilgili normal olmayan durumlar, annenin çok genç yaşta olması, uyuşturucu kullanıyor olması, üreme teknikleriyle ilgili olan hamileliklerde (çocuk sahibi olabilmek için tedavi gören annelerde), annenin yaşının kırkın üzerinde olması veya on sekizin altında olması, annenin çok zayıf ve kansızlık problemi olması, amniyon sıvının az veya çok olması, hamilelikte yüksek tansiyon olması, aşırıya kaçan fiziksel aktiviteler gibi birtakım sebepler sayılabilir. Stres de faktörlerden biri olabilir. Ama erken doğumlarda sebep kesinlikle şudur denemez. Sadece erken doğuma sebebiyet verecek risk faktörleridir.
Erken doğum olayını önlemek için, erken doğum tehdidi altında bulunan annenin hastahanede serum, gerekirse sancı azaltıcı ilaçlar ile tedavisine başlanır, sancıların durması halinde anne eve gönderilir ancak çok fazla yorulmaması, fazla ayakta durmaması, genelde yatak istirahati halinde olması, susuz kalmaması gerekir. Doktorların eve tedavi için gönderdikleri anneye verdikleri erken doğumu önleyici ilaçlarını aksatmadan kullanmaları gerekir.
Erken Doğum Öncesi Sorunlar Nelerdir?
Annenin çeşitli nedenlerle erken doğum riski varsa veya erken doğum olacağı biliniyorsa, anne karnındaki bebeğinizin akciğerlerinin gelişimini hızlandırmak için kadın doğum doktorunuz, size bir tedavi uygulayacaktır. Ancak bu tedavi tamamıyla bebeğinizin ciğerlerinin gelişimi için yeterli olmayacaktır. Anne karnında başlayan bu tedavi sonunda, bebeğinizin erken doğduğunda yoğun bakım tedavilerinden korunmasını sağlayabilirsiniz.
Erken Doğum Sonrası Sorunlar Nelerdir?
Prematüre bebeğin doğum kilosu ne kadar az ise bakımı da o kadar zordur, yoğun bakımdan çıkan bebeğinizin evde geçireceği sürede hem dikkat edilmesi gereken konular hem de baş edilmesi gereken sorunlar vardır.
Prematüre bebeklerin gelişimi normal doğan bebeklere göre daha geçtir. Oturması, yürümesi, başını tutabilmesi, anlaması uzun zaman alabilir. Erken doğan bebeklerin işitme problemi bir sorun olarak ortaya çıkabilir. Kas gelişimi yavaş olduğu için elleri ve ayaklarıyla yapması gereken tutma, yürüme işlevleri de gecikecektir. Taşıyabileceği bir nesneyi yerinden alıp başka bir yere götürmede zorlanacaktır. Yürümesinde problemler olabilir, ancak bu problem fizik tedavi ve egzersizlerle zaman alsa da aşılabilecek bir durumdur.
Otuz ikinci haftadan önce doğan prematüre bebekler solunum cihazına bağlanmışsa aile bir süre evde de bu solunum cihazını yani oksijen tüpünü kullanmak zorunda kalabilir, akciğer yetersizliğine bağlı olarak yaşanan pek çok hastalıkların sonucunda bebeğinizin virüslere bağlı olarak yaşayacağı sıkıntıları önlemek adına hijyene çok fazla dikkat etmeniz gerekir. Erken doğan bebeğiniz için bir başka risk uzun süre yüksek miktarda aldığı oksijene bağlı olarak yaşayacağı göz sorunlardır.
Bunların dışında, erken doğan bebeklerde görülebilecek birtakım sorunlar da vardır. Bunlardan bir tanesi apne diye adlandırılan ve otuz yedi haftadan önce doğan bebeklerde solunumun yirmi saniyeden fazla durmasıdır. Anemi, testler için sürekli kan alımı ve demir eksikliği nedeniyle gelişen kansızlık. Erken doğan bebeğin birçok gelişimi tamamlayamadığı gibi vücut için gerekli olan, yeterli miktarda yağ oranına sahip olamayan bebeğin hipoglisemi denilen vücudundaki yağ yetersizliği. Erken doğan bebeklerde sarılık da bir risk olarak görülebilir. Otuz dört haftadan önce doğan bebeklerde akciğerlerinin gelişememiş olmasından kaynaklanan solunum yetmezliği olabilir, genellikle doğduktan dört beş saat içinde görülür. Prematüre bebeklerde görülen bir başka sorun da bağışıklık sisteminin de gelişememesinden kaynaklanan enfeksiyon kapma oranının yüksek olması. Hastahanede uzun süre kalma, beslenme düzensizliği ve yapılan tedaviler de enfeksiyonu tetikleyen durumlardır.
Prematüre Bebeğin Bakımı Nasıl Olur?
Bebeğiniz prematüre olarak doğduysa genellikle iki yıl gibi bir süre özel bakıma ihtiyaç duyar. Bebeğinizin nefes alış verişi sürekli kontrol etmeli, her dokunmadan sonra eller yıkanmalı, bebeğiniz için kullanılan tüm malzemelerin hijyenine dikkat edilmeli, bebeğiniz prematüre doğduğu için derisi kuru olması nedeni ile cildi ılık su ile temizlenmeli, gerektiği ölçüde cildi yağlanmalı, bebeğinizin yatış konumunu iki üç saatte bir değiştirmelisiniz. Oksijen verilmesi gerekiyorsa bebeğe değil ortama uygulanmalıdır. Normal doğan bebeklerden daha fazla üşüyeceği için ortamın ve bebeğinizin vücudunun sıcak tutulmasına özen göstermelisiniz. Anne ile tensel temas bebeğinizin vücut ısısının korunması için oldukça önemlidir. Tensel temasta daha önemli olan duygusal bağın sağlanıyor olmasıdır. Böylece bebeğiniz sevginizi hissettiğinde toparlanması daha çabuk olur ve yaşamla mücadele etmesi bir o kadar kolaylaşır.
Bu sayılanlar çok büyük sorunlar olarak görülüyor ise de günümüzde ki modern tıp ve teknolojinin birlikte çalışmasıyla sayılan riskler en aza indirgenebiliyor veya bazı durumlarda tamamen ortadan kalkabiliyor. Bu zorlu süreçte ailenin sabrının sınırları zorlanabilir, ümitsizliğe düştükleri zamanlar olabilir. Ancak sabırlı, kararlı ve sevgiyle yaklaşmanın sonucundaki huzur tamamen sağlığına kavuşmuş bebeğinizi gülümserken görmektir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, prematüre doğan bütün bebeklerde birtakım sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlar bazı bebeklerde kısa zamanda belirtiler gösterirken bazı bebeklerde ise bir zaman sonra ortaya çıkan sorunlardır. Çünkü bebeğin anne karnındaki gelişimleri tam anlamıyla tamamlanmadığı için sorunların bir kısmı aylar sonra bile ortaya çıkabilmektedir.
Kısa zaman içinde çıkan sorunlardan en önemlisi solunum sistemleri gelişmemesidir. Yani vücuda yeterli derecede oksijen alamayan bebeklerde nefes alma verme problemleri, -bu problem özellikle otuz beşinci haftadan önce doğan bebeklerde kısa süreli solunum durmasına yol açar- kan basıncına dayanamayan bazı organlarda yırtılma veya çatlama olabildiği gibi kalpte de sorunlara yol açar, yine beyne yeterli derecede oksijen gitmediği için yirmi sekiz aydan önce doğan bebeklerde beyin kanamaları olabilmektedir. Vücuttaki yağ depolama sistemi de gelişmediğinden, bebeğin vücudu kolay kolay ısınamaz ve vücut ısısı belli bir derecenin altına indiğinde hipotermi adı verilen solunumun ve kan şekeri seviyesinin düşmesine neden olur, sindirim sistemlerinde gelişmediğinden bağırsak problemleri, bunlardan başka sarılık ve kansızlık, metabolizma ile ilgili sorunlar, bağışıklık sisteminin yetersizliğinden enfeksiyon bulaşma riskleri olabilir.
Uzun zaman sonra ortaya çıkan olabilir sorunlar ise, beyne giden oksijenin yetersiz olması ve zayıf kan dolaşımı nedeniyle beyin felci, geç algılama ihtimalleri, görme sorunları, davranış bozuklukları sayılabilir. Okul çağına gelen çocuklarda ilk okula başladıklarında adaptasyon ve başarısızlık görülebilir. Bunlardan başka erişkinlik dönemlerinde şeker ve kalp riskleri de sayılabilmektedir.