Bebek ve Çocuklarda Göz Çapaklanması

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Göz çapaklanması gibi göz problemleri pek çok insanın hayatı boyunca belirli dönemlerde karşılaşmış olduğu rahatsızlıklardan olmaktadır. Ancak elbette göz çapaklanması probleminin ciddiyeti belirli nedenler ile yetişkinlere oran ile bir miktar daha fazla olmaktadır. Bilindiği üzere çocuklar vücutları çok fazla korunaklı olmadığı için hijyenden uzak durumlardan çok kolay bir şekilde etkilenebilmektedirler. Bu da onların vücutlarında bazı bir takım rahatsızlıkların oluşmasına neden olabilmektedir. Özellikle bebeklerde ve de çocuklarda göz çapaklanması rahatsızlığı sık sık görülebilmektedir. Hatta bu rahatsızlığın havaların soğuması ile birlikte görülme ihtimalinin de arttığı bilinmektedir. Konjunktivit adı ile bilinen ve göz çapaklanması ile oluşan bu rahatsızlık pek çok farklı neden ile hem yetişkinlerde hem de çocuklarda meydana gelebilmektedir. Ancak doğru bir tedavi yöntemi izlenildiğinde ve erken bir şekilde bir göz doktoruna başvurulduğunda çocukların göz çapaklanması probleminden kurtulması mümkündür. Fakat bu süreçte de göz doktorunun önermiş olduğu tedavi yöntemini ebeveynlerin harfiyen uygulaması gerekmektedir. Bu konuda ebeveynlerin görevleri bir miktar daha fazladır. Çünkü çocuklar tek başlarına gözleri için gereken tedaviyi uygulayabilecek yetkinliğe henüz sahip olmamaktadır. Konu göz olduğu için hem bakımı hem de hastalığın tedavi edilmesi de ekstra bir önem teşkil etmektedir. Çünkü göz en değerli organlarımızdan bir tanesidir ve en ufak bir sağlıksızlık gözümüzü ve görmemizi kötü bir şekilde etkileyebilmektedir.

Çocuklarda Göz Çapaklanması Nedir?
Göz çapaklanması yani tıbbi adı ile konjunktivit gözün yüzeyinde bulunan tabakanın iltihaplanması ile ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte bu göz çapaklanması durumu bazı hallerde gözün içerisine girmiş olan bir takım kimyasal maddeler nedeni ile de oluşabilmektedir. Göz çapaklanması ve bunun nedeni olan konjunktivit hastalığı bulaşıcı olmaktadır. Hatta virüsler yolu ile bulaşan bu hastalık çeşidi bir salgın halini bile alabilmektedir. Genellikle bu göz çapaklanması doktorun göz muayenesi ve gerekir ise bir takım testler ile kolay bir şekilde teşhis edilebilmekte ve sonrasında tedavi edilebilmektedir. Tedavi sürecinde ise bu enfeksiyonu önleyici ilaçlar ağırlıklı olarak tercih edilmektedir.

Çocuklarda Göz Çapaklanması Neden Olur?
Göz çapaklanması ağırlıklı olarak hijyen eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Kötü hijyen özellikle çocuklarda göz çapaklanmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle de hastalığı önlemek için ebeveynlerin çocukların ellerini düzenli bir şekilde yıkamasına dikkat etmesi gerekmektedir. Benzer şekilde gözde herhangi bir enfeksiyon bulunduğunda da mümkün mertebe göz dokunmamak, dokunulduğunda ise hemen elleri iyice yıkamak gerekmektedir. Özellikle bir gözde bulunan göz çapaklanmasına neden olan bakteri ve virüsler kişiden kişiye göz yaşı ile birlikte dahi geçebilmektedir. Şayet kişi kontak lens kullanıyor ise göz çapaklanması riski bir miktar daha artmaktadır. Bu yüzden kontak lens kullanımında hijyen eksikliği bu problemi de beraberinde getirebilmektedir. Hatta küçük çocuklarda tozlu ortamlarda bulunmak ve o ortamdaki maddelerin göze temas etmesi de göz çapaklanması problemini beraberinde getirebilmektedir. O yüzden çok küçük yaşlardan itibaren çocuklara hijyenin öğütlenmesi ve kişisel hijyenlerine önem vermelerinin gerekliliğinin anlatılması çok ama çok önemli bir konu olmaktadır. Bu en azından göz sağlıkları için birincil önem teşkil etmektedir.

Çocuklarda Göz Çapaklanması Belirtisi
Göz çapaklanmasının en önemli belirtileri arasında gözlerde bol miktarda sulanma, normal üstü ve sürekli devam eden göz kızarıklıkları, sürekli yanma hissi ve batma hissi, kirpik diplerinde oluşan bir takım salgılar ve kirpiklerin sürekli olarak birbirine yapışması bulunmaktadır. Bu belirtilerden en az bir tanesi dahi sürekli olarak devam ediyor ise bir göz doktoruna görünmenin önemi oldukça büyük olmaktadır. Çünkü eğer ki gözde ciddi bir enfeksiyon oluşmuş ise ve bu enfeksiyon tedavi edilmez ise enfeksiyona bağlı olarak oluşan lekeler gözde kalıcı bir hale gelebilir ve görme ile ilgili bir takım problemleri de beraberinde getirebilir. Herhangi bir görme kusuru yaşanmaması için bu konuda büyük bir çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Özellikle bu doğrultuda çocuklara en iyi yönlendirmeyi anne ve babaları yapacaktır. Onların da bu konuda bilinçli olmasının önemi çok büyüktür.

Çocuklarda Göz Çapaklanması Tedavisi
Pek çok insanın ve çocuğun hayatı boyunca belirli dönemlerde yaşayabildiği göz çapaklanması probleminin doktorlar için yaygın olan belli başlı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Göz çapaklanmasının tedavisi için ağırlıklı olarak antibiyotik içeren göz damlaları ve merhemler kullanılmaktadır. Bu göz damlaları ve merhemler genellikle bakterilerin yol açtığı konjunktivit hastalığı için geçerli ve tedavi edici olmaktadır. Şayet gözdeki çapaklanma durumu virüs kaynaklı ise tedavi diğer şekildeki gibi kolay bir şekilde gelişememektedir. Çünkü virüslerin neden konjunktivit rahatsızlığı antibiyotikler ile birlikte kolay bir biçimde iyileşememektedir. Bu süreçte göz doktorunun özel bir tedavi yöntemi uygulaması gerekebilmekte ve de gözü rahatlatmaya yönelik uygulamalar yapılmaktadır.Göz çapaklanması bir alerji nedeni ile ortaya çıkar ise bu durum da bakteri kaynaklı olan rahatsızlık gibi bir takım alerjiyi önleyen ve alerjiyi gideren göz damlaları ile birlikte iyileşebilmektedir. Ancak bu tedavi süreçlerinin her birinde doktorun önerdiği ilaçların, göz damlalarının ve merhemlerin doğru bir biçimde ve düzenli olarak eksiksiz şekilde uygulanması gerekmektedir. Aksi takdirde hastalık tekrar edebilmektedir. Örneğin gözdeki şikayetlerin geçtiği düşünülerek göz doktoru tarafından önerilmiş olan tedavi yöntemi bir neden ile yarıda kesilir ise hastalık yüksek ihtimal ile tekrar edebilmektedir.

Aynı şekilde bazı bir takım alerjik durumlara maruz kalındığında da göz çapaklanması problemi yeniden ortaya çıkabilmektedir. Genel olarak göz çapaklanmasına neden olan pek çok farklı alerji türü, bakteri ve virüs bulunmaktadır. Ayrıca bu alerjiler, bakteriler ve virüsler sürekli olarak bir değişim halinde olmaktadır. Eğer göz yeni ve farklı bir alerji, bakteri ya da virüs ile karşılaşır ise şikayetler yeniden tekrar edebilmektedir. Bu konuda da erken davranmak ve erken bir şekilde bir göz doktoruna görünmenin yararı bir hayli büyük olmaktadır. Ancak her koşulda temizliğe önem vermek ve gözü hijyen dışı durumlardan korumaya özen göstermek göz çapaklanmasını önlemek için çok etkili bir yöntem olmaktadır.

Bazı durumlarda küçük yaşlardaki çocuklar da kontak lens kullanabilmektedir. Bu her ne kadar doktorlar tarafından çok tavsiye edilmese de eğer ki çocuk kontak lens kullanıyor ise hijyene bir miktar daha fazla dikkat etmelidir. Bu noktada da anne ve babanın çocuğa kontak lens kullanırken nelere dikkat etmesi konusunda bilgi vermesi gerekmektedir. Çünkü göz çapaklanmasına neden olan enfeksiyonlar yoğun olarak kontak lens kullanımı sonucunda oluşmaktadır. Bir şekilde kontak lens kullanımı ile oluşan enfeksiyonlar da dolaylı olarak göz çapaklanması problemini beraberinde getirmektedir. Aynı zamanda eğer ki kişi kontak lens kullanımı ile alakalı olarak bu problemleri sürekli şekilde yaşıyor ise artık yavaş yavaş kontak lens kullanımını sonlandırması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki bir göz bozukluğu olan kişiler için en hijyenik ve en sağlıklı araç gözlük olmaktadır. Anne ve babaların da böyle bir problem yaşayan çocukları var ise daha doğru ve daha sağlıklı yöntemlere teşvik etmek için çaba sağlaması gerekmektedir.

Çocuklarda Baş Ağrısı

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Genellikle yetişkin yaş grubunda karşılaştığımız baş ağrısı, çocuklarda yaşla birlikte sıklıkla görülüyor. Çocuklarda ciddi rahatsızlıkların belirtisi olabilecek baş ağrısını küçümsemeyin. Baş ağrısı, toplumda  çok sık karşılaşılan bir  yakınmadır. Erkeklerin yaklaşık % 91’inde, kadınların % 96’sında  en az yılda bir kez baş ağrısı olur. Çocuklarda baş ağrısı sıklığı yaşla artmaktadır. Okul öncesi dönemde % 20-24 iken, ergenlikte % 75’e ulaşır. Çocuk nörolojisine ilk kez başvuran hastaların % 8-10’unu baş ağrısı hastaları oluşturur. Çocukların  % 12’si baş ağrısı nedeniyle  yılda en az bir gün okula gidemez. Çalışmalar, en sık görülen baş ağrısı türünün  migren olduğunu ve çocuklarda %3-10 arasında  görüldüğünü göstermektedir. 3-5 yaşları arasında baş ağrısı sıklığı erkeklerde daha fazlayken, 5 yaşından sonra kızlarda artmakta ve 9-11 yaşlar arasında her iki cinste eşit sıklıkta görülmektedir.

Baş ağrısı neden oluşur? 
Başın ağrıya duyarlı yapılarının fiziksel, kimyasal veya iltihabi olarak etkilenmeleri sonucu başağrıları ortaya çıkar. Beyin ve beyin üzerini örten zarların büyük bir bölümünde ağrıyı algılayan yani “ağrı reseptörleri” olarak adlandırılan yapılar yoktur.  Başın ağrıya duyarlı yapıları; kafa içinde  kafatasının iç yüzeyini kaplayan zarlar, periost, beyin içindeki damarlar, özellikle toplardamar çeperleri iken kafa dışında; kafa derisi ve atardamarları, diş etleri ve kaslardır. Paranazal sinüs hastalıkları, gözler, dişler, baş ve yüz kemiklerinin hastalıkları da baş ağrısına neden olabilir.

Baş ağrısına yol açan risk faktörleri 
Enfeksiyonlar (Menejit , “ensefalit” yani beyin zarları ve beyin dokusu iltihapları, sinüzit, mastoidit, kulak-göz-ağız-boyun enfeksiyonları)

Kafa içi kanamaları, kafa travmaları
Yer  kaplayan oluşumlar (Tümör,  kist, hematom)
Sistemik hastalıklar (Kanserler, ateş, hipertansiyon, beyin ödemi,  kanamalar, “hipoksi” yani oksijen yetmezliği, “kan şekeri ve kan sodyumu düşüklüğü” yani hipoglisemi ve hiponatremi)

Epilepsi nöbetleri ve nöbet sonrası
İşlemler (Cerrahi sırasında başın uzun süreli gerilmiş  tutulması, beyin –omurilik suyu alınması vb…)
Kafa içi basınç artması (İlaçlar, damar iltihaplanmaları, hipo-hipervitaminozlar)
Gerilim, depresyon, tedirginlik, stres, psikojenik nedenler

Baş Ağrısı Çeşitleri
Akut Baş Ağrıları :  Ani başlayan, şiddeti artan başağrıları; yerel ise, sinüzit, kulak, göz, diş enfeksiyonları veya ilk migren atağı olabilir. Yaygın ağrı varsa; sistemik enfeksiyon, ateş, travma, hipertansiyon, hipoglisemi, merkezi sinir sistemi enfeksiyonu, elektrolit bozukluğu veya ilk migren atağı da olabilir.

Migren : Çocuklarda akut-yineleyen baş ağrılarının en sık nedenidir. Son 20 yılda çocuklarda migren görülme sıklığı artmıştır. Baş ağrıları  ataklarla seyreder, huzursuzluk, başını sallama, keyifsizlik, ışık ve sesten rahatsızlık görülür. Ağrı göz arkasında, alında, kulak arkalarında, sıklıkla çift taraflı  ve zonklayıcıdır. Bulantı, kusma  ağrıya eşlik edebilir. Ağrıyı, stres, yorgunluk, uykusuzluk, egzersiz, açlık, gürültü, yolculuk, soğuk hava, çeşitli kokular, kafein, nitrit, monosodyum glutamat içeren yiyecekler başlatabilir.

Auralı Migren: Baş ağrısından 30-60 dakika önce görülen duyusal, görsel, motor belirtiler (Ağrının başlayacağını haber veren belirtiler “aura” olarak tanımlanır.  Çocuklarda en sık  görülen aura; solukluk, keyifsizlik, iştahsızlık ve görsel belirtilerdir.)

Aurasız-Basit Migren: Çocuklarda migren ataklarının %85’ini  oluşturur. Ağrı öncesinde aşırı hareketlilik, huzursuzluk, depresyon, aşırı susama ve solukluk olabilir. Baş ağrısı, 1-72 saat sürebilir. Işık ve sesten rahatsızlık olabilir. Hasta ciddi ağrıdan sonra 8-10 saat uyuyabilir.

Gerilim Tipi Baş Ağrısı : Kas kasılmaları  nedeniyle oluşur.  Ataklar 30 dakika  kısa süreli olabileceği gibi  1 hafta süren ağrı da olabilir. Toplumda en sık görülen baş ağrısı tipidir. Genellikle çift taraflı,  basınç yapıcı, sıkıştırıcı karakterdedir, fiziksel aktivite ile artmaz, kafa arkasına ve boyuna yayılabilir. Hafif  ve  orta  şiddettedir.

Kronik, Günlük Baş Ağrıları : Bir ayda 15 gün veya daha uzun süreli, gün boyu devam eden baş ağrılarıdır. Bu tür baş ağrılarında %45 oranında psikolojik nedenlerin eşlik ettiği saptanmıştır.

Kronik İlerleyici Baş Ağrıları : Tüm baş ağrıları içinde en kötü prognozu olan ağrılardır. Kafa içi basınç artışı, kitle lezyonları, tümör, abse, hidrosefali vb ..  nedenler araştırılmalıdır.

Küme Tipi Baş Ağrısı : Çocuklarda ve ergen gençlerde seyrek  görülür. Tek taraflı ve göz arkasında ortaya çıkan ağrılardır. Birlikte gözlerde kızarma, yaşarma ve burun akıntısı  gözlenir.

Baş ağrısı olan çocuklarda beyin görüntüleme hangi durumlarda yapılır? 
• Çok ani başlangıçlı şiddetli  baş ağrısı
• Kronik, ilerleyici baş ağrısı
• Anormal nörolojik muayene bulguları
• Anormal göz hareketleri
• Uykudan uyandıran baş ağrısı, uyanırken kusma
• Ağrı ile birlikte denge bozukluğu
• 3 yaşından küçükse

Baş ağrısı nasıl tedavi edilir? 
Baş ağrısı olan hastaların hastaneye başvuruları genellikle  ağrıların sıklaştığı, şiddetinin arttığı veya  günlük aktivitesini aksattığı zaman olmaktadır. Öykü, muayene ve gerekli tetkikler yapılarak, baş ağrısının altta yatan bir nedene bağlı (enfeksiyon, tümör, kanama vb..ikincil baş ağrısı) olmadığı gösterilmelidir. Baş ağrısının ciddi bir nedene  bağlı olmadığını göstermek ebeveynleri ve çocukları rahatlatır.

Çocuklarda ara sıra olan, kısa süreli, ve hafif ağrılar sık görülür, genellikle tedavi gerektirmez. Orta şiddette-tekrarlayan veya ilerleyici, günlük aktiviteye, sosyal yaşama, okula olumsuz etkileri olan baş ağrılarında tedavi gerekir.

Hasta ve ailenin eğitimi, baş ağrısını kontrol etmede önemlidir. Aile ile birlikte baş ağrısı günlüğü oluşturulması gerekir.

İlaç Dışı Tedaviler
Özellikle migrende ağrıyı başlattığı bilinen etmenlerden kaçınmak, migreni tetiklediği bilinen  gıda maddelerini saptamak,  katkı maddesi içeren fabrikasyon besinleri diyetten çıkarmak gerekir.

Düzenli uyku, okul ve ödev zamanlarını ayarlamak, yemek öğünlerini atlamamak,   aç olarak okul servisine binmesini önlemek gerekir.
Okul ve arkadaş sorunları, çocuklarda baş ağrısına sebep olan önemli bir faktördür. Okul ve öğretmen ile  işbirliği yapmak gereklidir.
Baş ağrısı sırasında özellikle migren atağında çocuklar karanlık ve sessiz odada uyumak isterler ve atakları uyku ile geçebilir, bunun da bir tedavi yöntemi olduğu bilinmelidir.
Davranış tedavileri, gevşeme egzersizleri, bilişsel tedavi, stres yönetimi %80’e varan oranda  ağrı kontrolünde etkili olur.

İlaç Tedavileri
Baş ağrısı atakları, ayda 3-4 kez olduğunda ve/veya okul ve diğer aktiviteleri etkilemeye başladığında ağrı sıklığını ve şiddetini azaltmak için doktorun uygun gördüğü koruyucu ilaçlar kullanılabilir. Üçten fazla koruyucu ilaç kullanılmış ve yarar görmemişse psikolojik faktörler ve depresyon yönünden araştırılmalıdır.

Akut ağrı başlangıcında ağrı kesici ve mide bulantısı-kusmayı önleyici ilaç başlanarak çocuğun sessiz bir odada dinlenmeye veya uyumaya bırakılması önerilir. Ağrı kesici ilaçlar, haftada 2-3 kezden fazla verilmemelidir. Çoğu hastada ilaç ve ilaç dışı tedavilerin birlikte uygulanması gerekebilir.

Kaş’ta Çocuklarla Kano Yapmak

Gönderildiği yer: Gezi | 0

Kaş’ın muhteşem denizine dalışların ardından çocukları da üstünden gezdirelim istedik. İkili kanolarla çocukları öne attığımız gibi koyları gezmeye başladık. Durgun suların hakim olduğu günde çocuklarımızla birlikte inanılmaz eğlendik. Bir de bir caretta caretta’nın bize katılması çocukları oldukça heyecanlandırdı. Birçoğunun okula döndüğünde anlatacak çok güzel hikayeleri olacak.

Dalyan’da Caretta Caretta’ları gözlemledik.

Gönderildiği yer: Gezi | 0

Dalyan İztuzu plajında çocuklarımızla beraber caretta caretta’ları koruma ve sınıflandırma amaçlı olarak yapılan bilimsel gezide Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Bölümü’nden Profesör Hakkı Yalçın’la beraber çalıştık. Bir hafta boyunca nöbetleşe olarak kumsalı tarayarak onlara rahatsızlık vermeden sayım yaptık. Hem çocuklarımız hem de carettalar bu durumdan oldukça memnun kaldılar. Caretta carettaları doğal ortamlarında canlı görmek hem yetişkin aileleri hem de çocuklarımızı sevindirdi. Gün sonunda çocuklarla yapılan resim çalışmalarında çocuklarımızın bakış açılarının değiştiğini görebiliyorduk bile.

Konaklama

Konaklama Dalyan’da bir pansiyonda yapıldı. Konalanan tesis dere kenarında olup sabah kahvaltıları ve akşam yemekleri tesisten sağlandı. Dere kenarında yemek yerken antik şehrin mezarlarını görmek herkesin ilgisini çeksede asıl etkileyici olan uykudan önce anlatılan akşam masalında çocukların tarihi olayları heyecanla dinlemesi olmuştu. Yeşil bahçesi, derekenarındaki iskelesiyle tesis katılımcılarımızdan tam not aldı. Ayrıca çocuklar için hazırlanan özel menü de ailelerin yemek konusundaki endişelerini giderdi. Alerjen çocuklar için özel menü uygulaması da yapıldı.

Aktiviteler

Tekne turları ve çamur banyosu gezinin diğer ilgi odağı olan aktivitelerindendi. Kumsala ulaşmak için her gün binilen teknemiz pakete dahil hizmetlerden olup sadece gruba özel çalışmaktaydı. Bu da katılımcıların daha rahat olmalarını sağladı. Kumsalda alınan öğle yemekleri katılımcıların insiyatifine bırakıldı. Dalyan’ın bir diğer özelliği olan mavi yengeçler tüm çocuklar tarafından ilgiyle karşılandı. Tekne turları sırasında tutulan yengeçler daha sonra doğaya yeniden salındı. (Caretta caretta’lara kaptırılanlar hariç)

Çamur banyosuyla çoşan çocuklarımız kendilerini birer yerliye dönüştürmekte hiç zorlanmadılar. Bu bölgede çıkan suyun sıcak olması dışında anılarında iyi bir enlence aktivitesi olarak kaldığını düşünüyoruz.

Antik şehrin gezilmesi ve tarihi yapı hakkında bilgi verilmesi çocuklarımızın ilgisini oldukça çekti. Şehirdeki kalıntılar üzerinde yapılan gezi sonrası tepeden bakan yamaçtan bölgenin oluşumu çocuklara anlatıldı. Böylece tarih ve coğrafya üzerine ilk bilgilerini almaya başlamış oldular.

Kumsalda var olan yengeç deliklerinden çıkan gözler ilgiyle gözlemlendi. Toplanan deniz kabukluları incelenerek sınıflandırıldı. Çocuklarımız ilk deniz kabuğu kolleksiyonlarını yapmaya başladılar. Aileler denizin tadını çıkartırken çocuklar da uçsuz buçaksız kumsalın ince kumlarıyla kaleler ve çeşitli kumdan heykeller yaparak günlerini geçirdiler.

Gezilerde bölgeye özgü fauna ve flora hakkında da bilgi verildi. Bir çok endemik türün gözlemlendiği gezilerde fotoğraf çekimleriyle bu canlılar ölümsüzleştirildi.