Zekanın gelişiminde 3 önemli dönem
• Doğumdan Önce (Kalıtımsal, annenin ruh sağlığı ve annenin beslenmesi önemli faktörlerdir.)
• Doğum (Sağlıklı bir doğumun gerçekleşmesi, doğum esnasında yaşanan problemler – bebeğin oksijensiz kalması, elden kayıp düşmesi vb.- faktörler etkilidir.)
• Doğum Sonrası (Annenin loğusalığı olumlu şekilde atlatması, beslenmesi, bebeğini emzirmesi, sevgisi, babanın ilgisi ve şefkati vb. önemli faktörlerdir.)
Zeka, yaşamın ilk 10 yılında büyük bir gelişme kaydeder. Bu süre içinde en hızlı gelişme ilk 2 yılda gerçekleşir. Başlangıçta davranışı birkaç refleksten oluşan insan, 2 yıl sonunda kendi başına yürüyebilen, konuşabilen, bazı basit problemleri çözebilen, neden sonuç ilişkisi kurabilen, basit planlamalar yapabilen, hatırlayabilen bir kişi hale gelir. Sembollerle düşünebilme 11 yaşında başlar. 12 yaştan sonra zekanın hızında azalma olsa da gelişmeye devam eder. Gelişmenin en üst düzeyine 14-18 yaşlar arasında varılır. Zihinsel güç, 30 yaşa kadar bu düzeyde kalır. Daha sonraki yaşlarda yeni malzeme öğrenmedeki başarı yavaş olarak azalmaya başlar, ancak öğrenilen bilgiler kaybolmaz tam tersine yaş ilerledikçe, deneyimden dolayı edinilen bilgiyi kullanmadaki beceri artar.
Bebeğin beyin hücreleri anne karnında gelişir
Bebeğin beyin hücreleri, hamileliğin ilk 3 haftasından itibaren gelişmeye başlar ve diğer tüm hücrelerden daha hızlı çoğalırlar. Beynin fiziksel yapısı ve bağlantı yerlerinin gelişmesi bu dönemde başlar ve karmaşık bir genetik düzen içinde yol alır. Her bebek duyma, düşünme, görme, konuşma, hareket etme gibi yaşamsal beyin fonksiyonlarından sorumlu yaklaşık 100 milyar sinir hücresi(nöron) ile doğar. Hayatın ilerleyen dönemlerinde ise bu doğuştan gelen 100 milyar sinir hücresinin yerine yenileri üretilememektedir.
Sinir hücreleri (nöronlar) “sinaps” adı verilen küçük boşluklarla birbirine bağlanırlar ve beynin çeşitli fonksiyonlarını yerine getiren kümeler oluştururlar. Bu bağlantı yerleri beynin fonksiyon görmesi için gerekli olan elektriksel iletilerin yayıldığı ünitelerdir. Hamileliğin başlangıcından sadece 4 hafta sonra ilk beyin hücreleri dakikada 250.000 adet gibi bir hızla oluşmaya başlar, milyarlarca beyin hücresi, milyarlarca başka hücre ile bağlantı kurar, aralarında trilyonlarca bağlantı oluşur, her bir bağlantı titizlikle organize edilir, tesadüfi veya rastgele hiçbir şey olmaz. Bebeğin minik kafası içinde dünya nüfusunun 166 kat fazlası beyin hücresi vardır. Doğumdan sonraki 8 ay boyunca da sinir hücreleri arasında yaklaşık 1000 trilyon sinaps oluşmuştur. Hamileliğin 30. haftası civarında hafızasında bazı anıları kaydetmeye başlar ve doğumdan sonra annesinin sesini tanıyabilir.
Bebeklerin beyin gelişimi için ilk şart sevgi ve ilgi
Doğumda beyin, bebeğin toplam ağırlığının dörtte birini oluşturur. Beyin hücreleri arasındaki bağlantı sayısı, bebeğin içinde bulunduğu ortam koşulları ve çevreden aldığı uyarılara bağlı olarak % 25 oranında artabilir veya azalabilir, bağlantı sayısı ne kadar fazla olursa o kadar fazla şansa sahip olur. Yaşamın ilk aylarında oluşan bu bağlantılar, bebeğe dışardan gelen uyarılarla güçlendirilmekte ve kalıcı hale gelmektedir. Bu uyaranları verenlerde bebeğin anne-babası, yakın çevresi, ve bakımında yardımcı olan kişilerdir. Çocuklar ilişkilerinde duygusaldır, bebeğe ve çocuğa, sevgi ile yaklaştığınız takdirde sevgiyi öğrenecektir. Bebeğinize gülümseyin, ona dokunun, konuşun, şarkı söyleyin, sık kucağınıza alın. İhmal edilen bebeklerin beyinleri tüm bölgelerdeki gelişimini tamamlayamaz.
Bebeğinizin beyin ve sinir sistemi gelişimini etkileyen faktörler kalıtsal-genetik, çevresel faktörler, beslenme ve uygun çevre koşullarında büyümesidir. Beyin büyümesinin en hızlı olduğu ve zararlı etkilere en açık olduğu dönem anne karnındaki dönemdir. Sağlıklı bir gebelik geçirmek sağlıklı bir bebek dünyaya getirmenin ilk basamağıdır. Gebelikte doğru beslenme önemlidir. Annenin gebelikte geçirdiği hastalıklar, kullandığı ilaçlar-maddeler, kimyasal toksinler- ağır metaller (civa- kurşun gibi), radyasyon gibi bazı zararlı çevresel etmenlere maruz kalmak, erken doğumlar, doğumun sağlıksız koşullarda gerçekleştirilmesi, zor doğumlar, doğum sırasında ve sonrasında beyin kanamaları, beynin oksijensiz kalmasına neden olan durumlar, çocuklarda gelişim basamaklarının geri kalmasına, zihinsel ve bedensel engellere yol açabilir.
Doğumların sağlıklı koşullarda, özellikle hastanede gerçekleştirilmesi önemlidir. Özellikle akraba evliliklerinde görülen kalıtsal ve metabolik hastalıklar da beyin ve sinir sisteminin gelişimini olumsuz etkiler. Akraba evliliklerinin yüksek olduğu toplumlarda (ülkemizde bu oran bölgelere göre değişken olarak % 21.7 ile % 23 civarındadır) bu tür hastalıkların oranı da yüksektir.
En önemli 2. dönem ise doğumdan sonraki ilk 18 aydır. Özellikle ilk 6 ay anne sütü ile beslenmek, beyin ve sinir sistemi gelişimi ve anne-bebek ilişkisinin sağlıklı olması açısından önemlidir. Beyinde işletilen, kullanılan bağlantılar kuvvetlenirken, kullanılmayanlar küçülür, bu nedenle bebek ve küçük çocuklarla ilgilenen her kişi onların beyin gelişiminde kalıcı etki bırakır. 1-3 yaş arası dönem çok önemlidir, bebeklerin konuşma ve yürüme gibi kendilerini özgür kılan yetilere kavuştukları dönemdir. Bu dönemde çocuk sosyal kişiliğini kazanır, özerk ve otonomdur, hep kendi dilediği olsun ister, her şeyi taklit eder, ancak bu süreç kişiliğinin geliştiği, ileriki yaşamını etkileyecek sosyal terbiyeyi edineceği, yaşamdaki doğru ve yanlışların öğretilmeye başlandığı dönemdir. Öğrenme yetisi, 3-10 yaşlarda en üst düzeye çıkar. Bu süreçte, çevresi, sosyo-ekonomik yaşam koşulları, beslenmesi önemlidir. İyi beslenememe, proteinden fakir beslenme, kimyasal içerikli ürün tüketme, zeka gelişimi üzerine olumsuz etki yapar. Fabrikasyon besinler ile çok şeker ve yağ içeren besinlerin de zeka gelişimine zararlı etkileri olduğu biliniyor.