» » » » Çocuklarda Kalp Hastalıkları

Çocuklarda Kalp Hastalıkları

Gönderildiği yer: Sağlık | 0

Çocuklarda kalp hastalıkları, rahatsızlığın türüne göre değişen bulgular gösterebilir. Doğuştan kalp hastalıklarında genellikle bebeklikte belirtiler ortaya çıkar. En sık karşılaşılan bulgular; bebeğin sık ve zor nefes alması, emzirme esnasında ve yorulması, kilo alamaması, ağız çevresinde, dilde ve tırnak diplerinde morarma görülmesidir.

Bazı bebeklerde bu belirtiler olmadan olağan muayeneler esnasında doktorun kalbi dinlemesiyle duyduğu üfürüm, önemli bir bulgudur. “Üfürüm”, kalp atışları arasında kalpte “üfleme” şeklinde farklı bir sesin duyulması durumudur. Şiddetli üfürüm,  kalp hastalığının bulgusu olarak kabul edilebilir ancak her zaman kalp hastalığına bağlı değildir. Sağlam kalpte de üfürüm duyulabilir; kalp hastalığı tanısı için ekokardiyografi gibi tetkiklere başvurulur.

Çocuklarda kalp hastalıkları; “doğuştan (konjenital)” ya da  daha çok çevresel faktörlerin etkisiyle “kazanılmış (edinsel)” olarak iki gruba ayrılabilir. Yetişkinlerin aksine çocukluk çağındaki kalp hastalıkları, genellikle doğuştan gelir.  Doğuştan kalp hastalıkları (DKH) tüm doğumların % 1’inde görülen ve bebeklerde en sık tespit edilen anomalilerdir. Bu hastalıkların anne karnında tanısı, bazen de tedavileri mümkündür.

Çocuklarda kalp hastalıklarının tanısı için dikkatli bir genel ve kalp muayenesini takiben;

• EKG, telekardiyografi (hastanın ayakta, röntgen tüpüne 2 m uzaklıkta göğüs filminin çekilmesi), Ekokardiyografi, gibi tetkiklerle muayene bulgularının sağlaması yapılır.
• Eğer hasta bir enfeksiyon geçiriyor ise, soluk görünüyor ise, hemogram ve biyokimyasal analizler veya daha etraflı kan tetkikleri yapılır. Özellikle doğuştan kalp hastalıkları için kateter-anjiokardiyografi, MR (magnetic rezonans) tetkikleri de yapılmaktadır.
• Ritm bozukluklarında 24 saatlik HOLTER EKG ve hipertansiyon durumunda HOLTER-kan basıncı ölçümleri yapılmalıdır.

Çocuklarda kalp hastalıkları; tam teşekküllü, bünyesinde çocuk kalp uzmanı, çocuk kalp cerrahisi ekibi ve uygun teknik koşulları olan hastanelerde incelenip tedavi edilmelidir.

KAZANILMIŞ (EDİNSEL) KALP HASTALIKLIKLARI

Genellikle 5-15 yaş arasında görülen romatizmal kardittir. 5 yaşında veya daha önce kalp tutuluşu oranı yüksektir. Kız çocuklarında MİTRAL, erkek çocuklarda AORTA kapağı tutuluşu ön plandadır. Disiplinli bir tedavi ile hastalık bulguları minimuma indirilebilir veya kaybolabilir. Ağır olgularda kalp cerrahi tedavisi gerekebilir. Süt çocukluğu döneminde (1 ay – 2 yaş) geçirilen gripal enfeksiyonlar, pnömoni, viral bronşit ve çocukluk hastalıklarının (kızamık, kızamıkçık, kabakulak, boğmaca, çocuk felci, su çiçeği) kuluçka veya iyileşme döneminde “kalp kası hastalıkları (miyokardit)” veya “kalp zarı hastalıkları (perikardit)” görülebilir. Günümüzde çocukluk hastalıkları, aşılarla tamamen temizlenmiş veya minimuma indirilmiş durumdadır. Ancak, süt çocuğu dönemi ve bütün yaş dönemlerinde, aşılanmayı disiplinli, çok sıkı şekilde kontrol etmek gerekir.

DOĞUŞTAN KALP HASTAKLARI

Çocuk kardiyolojisi, fekondasyonun 14. gününden itibaren başlar. Gebeliğin 14. gününden itibaren, embriyo gelişiminde, pulsasyon gösteren kan damarları, ilerleyen dönemlerde kalbi oluşturur. Gebeliğin 16. haftasından itibaren, fötal ekokardiyografinin yardımı ile fotüs kalbi incelenebilir.

Doğuştan kalp hastalıkları, tüm doğumların % 1’inde görülen ve bebeklerde en sık tespit edilen anomalilerdir. Çocukluktaki kalp hastalıklarının %8-%12’sini oluşturmaktadır. Kalıtımdan daha baskın olarak çevresel faktörler (yoksulluk, açlık, hijyenik faktörlerin eksikliği) ön plandadır. Hamilelikte aktif veya pasif sigara kullanımı, embriyo veya fötus damarlarında patolojik değişikliklere neden olmaktadır.

Doğuştan kalp hastalıkları, bebeğin anne karnındayken kalbin normal gelişim sürecini tamamlayamamasından kaynaklanır. Akraba evliliği, anne veya babanın doğumsal bir kalp rahatsızlığının bulunması, gebeliğin özellikle ilk 3 ayında geçirilen çeşitli enfeksiyonlar, gebelikte radyasyona maruz kalınması, annenin diabet oluşu, annede ağır beslenme bozukluğu, çevresel yetersizlikleri (selenyum eksikliği vb.) ve çeşitli genetik hastalıklar, doğuştan kalp rahatsızlıklarında risk faktörleridir.

Doğuştan kalp hastalıkları, kalbin iskelet dokusunu (matrix) tutarsa: daha çok kapak hastalıkları görülür. Mitral stenozu, mitral kapak atrezisi, aorta valv stenozu , atrezisi, bikusbit veya unikusbit aortic kapak, pulmoner stenoz ve atrezisi gelişebilir. Ayrıca kalıtsal mitral valv prolapsusu (MVP) da kalbin matriksinin gelişmesi sırasında oluşmaktadır. MVP, daha çok anneden çocuklara kalıtımla geçmekte, mitral kapakta ilerleyen yetersizliğe neden olarak, cerrahi tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır. Kazanılmış MVP olguları, romatizmal kardit olgularının bir komplikasyonu olarak karşımıza çıkabilir.

Ülkemizde sıklıkla görülen doğumsal kalp hastalıklarının başında “kalpte delik” olarak bilinen doğumsal kalp anomalileri gelmektedir. Karıncık ve kulakçıklarda görülen gelişme bozuklukları, karıncık ve/veya kulakçıklar arasındaki delikler, kalbin göğüs kafesindeki yerleşim anomalileri (sağda, solda veya göğüs kafesinin ortasında yerleşme), kalbe giren ya da çıkan damarlarda görülen problemler, kalp kapakçılarında darlık ve/veya yetersizlikler ve koroner damar anomalileri de doğumsal kalp hastalıklarındandır.

Kardiyomiyopati
Kalp kası hastalığı, özellikle endokardiyal fibroelastoz, kalp kası hücrelerinin yerini kompat bir doku almasıdır. Lokalize olan olgularda, yaşam bir süre devam edebilir. Lezyon yaygınsa, kalp transplantasyonu tek tedavidir. Dilate kardiyomiyopati, kalp yetmezliği ile seyreder. Hipertrofik kardiyomiyopatilerde ritm bozuklukları ön plandadır.

Kardiyovasküler inflamatuvar hastalıkların başında “Kawasaki” ve “İnfetif Endokardit” gelmektedir. Kawasaki, 5 yaş altındaki çocuklarda görülür. Koroner arterleri tutan bir hastalık olduğundan erken tanı ve tedavi hayat kurtarıcıdır. İnfektif endokardit; stafilakok, pnömokok gibi adi bakterilerle oluşan ciddi, kronik ve sekel bırakabilen bir hastalıktır. Tedavi edilmekle beraber, beyin ve böbrekler gibi hayati organlara infekte pıhtı yayılımlarına neden olur.

Lupus, hipertiroidi, hipotiroidi, juvenil romatoid artrit, akut glomerulonefrit gibi sistemik hastalıklar ise kalp kası ve kapaklarında inflamasyona neden olurlar. Kalp tutuluşu, sistemik hastalığın tedaviyle gerileyip iyileşmesi ile bir paralellik gösterebilir.

Ritm Bozuklukları
“Disritmi”, sık görülen bir kalp hastalığıdır. Kalbin ileti sistemi ve tenbih oluşturan bölgelerin (jeneratör) hastalığıdır. İyi huylu disritmiler olduğu gibi kalp yetmezliğine,  senkop ve hatta ani ölüme neden olan ritm bozuklukları da çocuklarda görülebilir.
Sinüzal aritmi veya solunum aritmisi, genellikle iyi huyludur. %20 oranında normal çocuklarda görülebilir.

Paroksismal supraventriküler taşikardi, daha çok ergenlik çağında veya öncesinde, kız çocuklarında daha sık görülür. Kalp hızı, dakikada 300’dür. Çocuk, genellikle “Kalbim göğsümde çırpınıyor” diye durumu ifade eder. Bazı manevralarla çoğu zaman geçer. Komple kalp blokları ve atriyal fibrilasyon, ciddi ritim bozukluklarıdır. İlaçlarla tedavi edilemeyen olgularda, pace-maker (kalp pili) uygulanır. Son yıllarda kalbin elektrofizyolojik çalışmalarla, bozuk iletim sistemi “radiofrequency yöntemi” ile tedavi edilmektedir.

Kalp Yetmezliği
Doğuştan ve kazanılmış kalp hastalıklarında sık rastlanan bir tablodur. Bu konuda, etkili ilaçlar mevcuttur. Eğer temelde doğuştan bir defekt veya kazanılmış kalp hastalığı mevcut ise, tedavi edilir ve kalp yetersizliği giderilmiş olur.

Sistemik hipertansiyon, özellikle obez çocuklarda karşımıza çıkmaktadır. Obezite, aynı zamanda, gelecekte erişkin yaşlarda ortaya çıkacak olan metabolik sendrom ve koroner kalp hastalığına zemin hazırlamaktadır. Bütün kalp hastalıkların gelişmesinde, damar endoteli üzerine etkili olan aktif ve özellikle çocuklarda pasif sigara solunması ciddi bir tehlike oluşturmaktadır.

Çocuk yaşlarında görülen diğer önemli bir tablo ise, “Pulmoner Hipertansiyon”dur. Özelikle doğuştan kalp hastalıklarının, cerrahi tedavisi geç kalmış olgularda görülür (Sekonder PH). Pirimer PH, kalıtsal olarak 13-15 yaşlarda daha çok erkek çocuklarda görülür. İlerleyici bir tablodur. Kalp ve akciğer transplantasyonu, etkili olabilir.

Çocuklarda senkop (bayılma) ile seyreden “Adams-Stokes Sendromu” ve daha sık kalıtsal olarak görülen “uzun QT sendromu”, pace-maker implantasyonu ile tedavi edilmektedir.